15 Ağustos 2008 Cuma

Allah ile Aldatmak.

Önceleri sadece ülkemizdeki din istismarının ve pazarlamacılığının ulaştiği boyutlar hakkında endişelenirken artık, dünyamizda İslam' ın nereye gittiğinden huzursuzum. Döngüyü durdurmak için yapılması gereken şeyler hergün artıyor ve zorlasıyor.
İstanbul’ da yaşarken insan , milletinin dusurulmeye calisildigi, ulkenin bu gune kadar karsilastigi en tehlikeli oyunlardan birini farkedebilme avantajından uzak kalıyor.
Jeton Bingol' deki askerligim esnasinda dustu diyebilirim.
Bingol, gunumuz itibariyla Iranlasma surecini tamamlamis bulunuyor. Sokakta basi acik ve dik, kendine guvenerek adimlarini atan hicbir kadin yok. AKP merkezi sehrin tam ortasinda (carsisinda) bir Kabe edasiyla yukselmis. Ancak tabii "dindarlik" gibi gosterilmeye calisilan sey maalesef sadece "dincilik".
Basini kendi kendine ortmus (oyle bir şey yok aslinda, türbanı tartışırken hep “ya şimdi senin kızın Kuran’ı okuyup, öğrenip, başını bağlasa ne diyecen?” derler ama AKP mobil seçim merkezine döndürülen hiçbir kızımız bunu kendi isteği ile yapmıyor.) mutevazi hanimlarin yaninda, AKP tarafindan siyasi simge olarak kapatilmis hanimlarin bazılarının durumu icler acisi. Kafada turban var ancak oyle dar bir pardesu giyilmis ki, vucut hatlari tamamen ortada. Bu hanimlardan birinin, (yuzlercesi var, durum, traji-komik bir hal almis) bir konfeksiyon magazasindaki tezgahtarin, gozlerimizin onunde yanimdaki arkadasima elle sarkintilik ettigine sahit olduk.
Kafada turban varya, minarenin kilifi hazir.
Bu kilifin muhtesem koruyucu gucu birkac siyasi tarafinda fark edildiginde isler karismaya baslamisti bile.
Dusunun, iki partinin liderleri arka arkaya bir kasabaya geliyor ve halka hitab ediyor. A partisi, yollarin duzeltileceginden, okullar acilacagindan, kasabaya internet getirileceginden, sosyal guvenlik reformundan, AB' den, yani demokratik duzendeki butun siyasi partilerin ulke sorunlarina el atacaklari uzerine kullandiklari klasik soylemi kullaniyor, oy istiyor, biz bunlari onlardan daha iyi yapacagiz diyor.
B partisi kursuye cikiyor "ALLAHUEKBER!" Muhammed' ten giriyor, Islamdan cikiyor. Halk tuyleri diken diken kafasi soru isareti dolu, ama temiz kalbini dinliyor, "bak bu adamlar daha imanli, (imanın insanlar arasında seviye belirlemek için kullanılamayacağı Kur-an’ da belirtilmiştir.) isleri herhalde daha hayirli halledecekler diyor, oy veriyor.
B partisinin liderinin o sabah uyandiginda "su guzel milletimi Allaha yaklastirmak icin bugun neler yapsam, onlari gunah islemekten nasil alikoysam, imanlarini nasil guclendirsem gibi peygamber mantigi ile dusundugunu hic sanmiyorum.
Daha fazla oy almak icin ne yapmaliyiz? Sorusu dogru cevaptir.

Simdi temel dusunce buradan cikiyor ama verdigi zarar katlaniyor.

1. Kur-an, inancin insanlar arasinda deger olcusu yapilmasini yasaklamistir. (Y.N. Ozturk, Allah Ile Aldatmak, 1. bolum)

Yani iki Musluman kizimiz televizyon izlerken bir tanesi cebinden bez parcasi cikartip kafasina takarak oburkune "bak sen dinsiz oldun" diyemez.

2. Imana onay vermek sadece Allah' in kadir oldugu bir ozelliktir. (Y.N. Ozturk, Allah Ile Aldatmak, 1. bolum)

BHiçkimse ortaya cikipta etrafindakileri parmakla göstererek, bak bu imansiz, bak bu imanli, aha! bu da imansiz! diye bir degerlendirme yapamaz. Onu Allah bilir.

Bizde "iman ile paranin kimde oldugu bilinmez" gibi bir atasozu bile var sanirim.

Dincilerin, tuccarliklarini yaptiklari imanlari film arasinda cart diye giren reklam gibi gozumuze sokulunca oyunlari biraz anlasiliyor ama yuzlerce tekrarlandiginda goz de alisiyor, dogru sapabiliyor.

Bu arada "dinci' zumre, "dindar" insanlarimizi da aralarina katilmis sayip onlarin adina da konusuyor.

Bir sure sonra, butun Islami sahiplendikleri icin ulkedeki tek Islami kaynak kendileri oluyor, herkes adina dinimizi sahiplenerek, Islami dunyada bence ozune en yakin yorumlamis olan Mevlana ve Yunus Emre' nin o anlayisli, kucaklayici, Allah' a asik olan ve bu sevgiyi yuzyillarca Anadolu halkimiza asilamis olan ogretilerini silmeye çalışıyorlar.
İnsanlarıı evrenin kendisinden sonra en kudretli varlığı ilan eden Allah’ın, bütün beşeriyatı kapsayan, düşmanlarına bile tebessüm ve muhabbetle, kalplere ferahlık, ruhlara hafiflik getiren, gözyaşını sadece “Allahım seni nasıl daha çok sevebilirim?” derken döktüren, butun evreni kucaklayan ve butun zamanlarin uzerindeki o muhtesem eserden bu güzelim dinini, korku ve dehset uzerine odaklandıranlar cezalarını ne tarafta çekeceklerine artık kendileri karar versinler. Atam ile biraz daha uğraşırlarsa ilk bu tarafta çekecekleri kesin.

Bunların uzantıları olan yeraltı silahlı örgütlerinin, Newyork’ta toplamları üç bini bulan, anneyi, babayı, evladı, halayı, enişteyi, teyzeyi, yeğeni, kuzeni nasıl katlettiklarini izledik. O intiharcı yaratıklardan bir tanesini cennette elini kolunu sallayarak dolaşırken göreyim, burada yemin ediyorum, hepiniz şahitsiniz, izin verilse bile içeri girmeyeceğim.
Bu eylem dünyadaki hassas ve sessiz barışı bozarak yüzbinlerce masum insanı yok etti ve etmeye devam ediyor.
Bir iki sene once bir taksideyim. Icerisi sanki bir mescit, tesbihler, Kabe fotograflari, muskalar filan. Tam sovmen Muslumanligi yasayan Pakistanlılar hesabi (Her ibadetlerini açıkta, gürültülü bir şekilde konu komşuya göstererek yaparlar.) Sofor, Karacaahmet mezarligindan gecerken bir albayin mezar tasini gosteriyor ve basliyor dalga gecmeye. "Ya nooooldu o rutbeler? Simdi yaniyorsun tabii diiimi? filan.
Taniyor muydunuz? Diye soruyorum.
Ne taniyacam, asker iste! Diye garip bir cevap. Kendi anneannesini pis terli Yunan askerinin altından çekip kurtaranlar herhalde muhasebeciler veya makinistler birliği elemanları falandı. Asker işteymiş, cık cık cık.
Siz bu adamcagizin cok hayirli, yardimsever, okul yaptirmis, herkesin hayir duasini kazanmis bir adam olmadigini nereden biliyorsunuz? Diyorum.
Onun yaptigi hayir sayilmaz, iyilik sevap olmaz! Diyor.
Butun hükümlere siz mi karar veriyorsunuz? Diyorum.
Kur-an’ da öyle. Diyor.
Sen Kur-an' ı okudun mu? diyorum.
Acayip sinirleniyor.
Sen nasil boyle birsey soylersin! Oyle sen ben gibi adamlar okusun diye gelmedi o kitap! Bizim hocalarimiz, ulemalarımmız var, onlar okur, bize anlatir. Diye çıkışıyor.
Allah “Sen ne yaptın?” diye soracak, ben “Kur-an okudum.” diyeceğim, “vay sen nasıl böyle birşey yaparsın” diye bana azap çektirecek.?
O kadar arsızın, hırsızın, namus düşmanı ve haram yiyicilerin yanında bir koğuş daha. Tabelasında
“Kur-an Okuyanlar” yazıyor.
Mantık filan yok tabii? Ama buna inanan adamların sayısı etrafımızda maalesef gittikçe artıyor.
Iyi ama hersey “Oku”! diye baslamadi mi zaten diyorum.
O sadece peygambere soylendi, sana degil. Diyor.
Hele bir dur bakalım.
Hz. Muhammed (S.A.V.) bir insanın nasıl olması gerektiğinin örneğidir.
Müslümanların karşısındaki muhteşem modeldir. Kur-an’da yine insanların dünyada nasıl davranmaları gerektiğinin açıklandığı kitaptır. Bizim ve hayatın kullanma kılavuzumuzdur.
Yazanlar her insan ve zaman için geçerlidir. Sonsuzlukla güncellenmiştir.
Pardon ama ben okudum, hatta 25 yildir yanimda yurtdisi dahil surekli tasidim, hala gunde bir iki sayfa okurum diyorum ustune basa basa.
Çıldırıyor. Yok ben cok buyuk gunah isliyormusum, yanacakmisim falan filan, atisiyoruz, 1.90 boyunda ve 102 kilo oldugum icin dogal olarak kavga etmiyoruz ve ben taksi degistiriyorum.

Din pazarlayarak güç pesinde kosan zümrenin ilk yaptigi sey insanlari Kur-an' dan uzaklastirmaktir. (Y.N. Ozturk, Allah Ile Aldatmak)

Allahı’ın o guzelim cumlelerinden insanlari uzaklastirmak gibi bir kotuluk maalesef ulkemin her kosesinde cereyan ediyor. Kur-an kurslarinda sadece Arap alfabesinin dogru telaffuzlarini, anlami hakkinda hicbirsey soylemeden ogretmekle basliyor hersey.
Ben oglumu Kur-an kursuna gondermek istiyorum. Orada edebiyati kuvvetli bir hatip, ayetleri Turkce okusun ogluma, benimki sorular sorsun o cavaplasin. Buna her insanin cocukken ihtiyaci vardir.

Islamin, Anadolu insaninin o tertemiz Allah sevgisinin, oy pusulasinda belli bir yere damga bastirmak icin ele gecirilerek bu derece sömürülmesine bir dur demek gerekiyor.

Dur derken de yeni bir problem cikiyor. Bu cevre, kendilerine karsi cikan herkesi "dinsiz" diye damgalayabilme gucune sahip oldugu icin isler zorlasiyor. Her itiraz dine sataşma gibi lanse edilebiliyor.

Hristiyan bati, bizi, yuzlerce yildir yapmaya calistigi gibi (terim çok klasik olacak ama gercek) bolmek icin, bu dinci guruha destek vererek bir ic savas cikartmak istiyor. Ordunun belli bir yerde cikmazda kalacagini biliyor.

Turkiye' nin, son 25 yildaki guclenesini bir 100 sene daha surdururse nelere kadir olabilecegini biliyor.
Bu yazi yazilirken 85 Milyonluk Almanya' nin sonucu ne olursa olsun, Turkiye maci oncesi dizlerinin titredigi gibi titriyor.

AKP hukumetinin en buyuk destekcisi AB ve ABD degil mi? Peki kime karsi? Ulkenin diger yarisina...?

Gunumuzde ekonomi fena gitmiyor, öyle büyük toplumsal olaylar yasanmiyor ve ortam bir Lale devri edasinda gulluk gulistanlik oldukca kimse gercekten rahatsiz olmuyor. Ama birbirinin bogazine atlamak icin hazirlik yapan kesimlerin arasindaki cizgi netlesiyor. Cizgi netlestikce dişler gıcırdıyor. Yine bir takside söförün" Abi bugun Yunanistan' la savas cikipta bize silah dagitsalar ilk indirecegim su cember sakalli yobazlar olacak!" dedigine sahit oluyorum.

Üzülüyorum.

Hristiyanlik ta dincilerin eline gectiginde (engizisyon) Avrupa en karanlik caglarindan birini yasadi. Din adina oldurulen insan sayisi, evet sıkıdurun 55.000.000. Iskence gorerek katledilen erkek, kadin ve cocuklarin feryatlari Avrupa' nin her Kilise ve satosunun mahsenlerinin duvarlarinda yuzyillarca yankilandi.

PKK teror orgutu bu ulkede insanlari hic otele hepsedip diri diri yakmamistir. Domuz bagi ile iskence ederek oldurmemistir. Ev kadinlarini kacirarak haftalarca iskence etmemistir. Insanlari katlettikten sonra gömüp uzerinde namaz kilan canavarliklar, bu din tacirlerinin karsi tarafa nisil hic merhamet etmedigini, acimadigini gostermektedir.

Bunlarin icinde bu tip duygular kalmamistir. Zor anlarda dayanacaklari tek sey olan imanlarini ticari unsura donusturdukleri icin gerceklestirdikleri vahseti anlayamamaktadirlar.

Ilginctir ki cozun yine Allah' tandir. Kur-an okumaktir. Ne kadar cok kisi Kur-an' i alip okursa bu çevrenin foyasi o kadar meydana cikacaktir. Insanlar Allah'in gercek sozlerinin aslinda birlestirici, bagdastirici, kucaklayici ve anlayisli oldugunu goreceklerdir. Insanlarin yureklerine Allah korkusu değil, sevgi ve huzur dolacaktir.

Fantazi olsa bile her eve bir asker sokup iki hafta butun millete Kur-an okutsak, kimseyi tutuklamadan, yasaklamadan, incitmeden sadece Kur-an okutsak ve sonra kendi hallerine biraksak, din tuccarlarını bu ülkede bir dakika barinamayacaklardır.
Anadolu, bunlarin iddia ettiginin aksine, Islamin dunyada ozune en yakin, guzel ve rahatca yasandigi yerlerden biridir. Islami birakin, diger butun dinler icin bu boyledir. Ispanyol zulmunden kacan Yahudiler bile bu topraklara siginmislardir ve mutludurlar. Biz Turkler yetmişiki milleti sarmis ve her dinden insani, Canakkale' ye gelip bizi yok etmeye calisirken hayatini kaybeden dusman askerlerini bile bagrimiza basmisizdir.

Bizim bu karakterimizi silmeye calisarak yerine sopali, kirbacli, dusmanlik guducu igrenc bir duzen kurmaya calisiliyor.

Bu tip duzenleri, Muslumanlar' in trilyonlarca dolarlik petrollerini Hristiyanlara peskes cekerek futursuzca zenginlesmelerini dokunulmaz kilan Arap kralliklari kullanmaktadirlar. Bize bu yakismaz.

Allah milletimizi bu Arap ozentisi, atabilmez, yalanci Muslumanlar' dan kurtarsin ve aydinliga cikarsin.

Serhan Ogan
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ilah' in varligini kabul etmiyorsaniz eger, ki bu kadar yozlastirilmis dinler ve din tuccarlari arasinda O'nu hissetmek gercekten zorlasiyor, sizi anliyorum. Insani dindar yapmaya calisiyorlarmis gibi gozukup bir suru sacmasapan ve yanlis bilgiler denizine surukleyip boguyorlar, biktiriyorlar. Oyle zamanlara geldik ki, bunlarin din diye yutturduklari zehirli cikmaza suruklenip, soyup sogana cevrilip bir de gercek muminlere kotuluk etmeye baslamaktansa, bir kosede sessizce oturup ateist olmak bazilarimiz icin daha hayirli olabilir.
Hangi cagda yasiyoruz sorunuza gelince; Roma Imparatorlugu'nun altin devirlerinde Roma sokaklarinda yuruyen biri, medeniyetin ne kadar gelistiginden, demokrasinin nasil muhtesem bir sekilde insanlara baris getirdiginden, dunyanin artik huzur ve refah dolu bir yer olmaya basladigindan bahsetmis olabilir. Hitler Polonya'ya saldirmadan sadece 5 sene once Ingiltere parlamentosu oy birligi ile artik Avrupa' da buyuk savaslar yasanmasi ihtimalinin zor oldugunu bu yuzden askeri kisitlamalara gidilebilecegini onaylamistir. Bosna Hersek' te savas oncesi yasamis olan bir arkadasim, bolgenin nasil butun dinleri ve halklari kucaklayici bir karaktere sahip oldugunu, bunun butun ulkelere ornek olmasi gerektigini anlatmisti. Sivas' a giden edebiyatcilarimiz otellerinde diri diri yakilmadan bir gun once, Anadolu'nun guzelliklerinden, Sivas halkinin aydinlanmasindan ve daha bir suru pozitif seyden bahsetmis olabilirler.

Iran' in ihtilal oncesi fotograflari gunumuz Bagdat Caddesi veya Izmir Kordonboyu resimlerini aratmaz.

Ortalikta katran kazanlarinin kaynamamasi, ates icin odun toplayanlarin o sirada ormanda olabilecekleri gercegini bizden saklar.

Gidisati gormezden gelip karsi cikmaya baslamayanlar, kim olurlarsa olsunlar butun insani haklarini kaybedecekleri bir durumla karsi karsiya kalabilirler.

En iyi dileklerimle,

Serhan Ogan